TYOMNAYA NOCH / KARANLIK GECE
Gece karanlık, yalnız kurşunlar ıslık çalıyor bozkırda Rüzgar geçiyor telefon tellerinin içinden, soluk yıldızlar titriyor Gece karanlık, sevgilim, uyumadığını biliyorum Yatağın yanında, gizlice siliyorsun gözyaşını Devamını oku |
ATLININ ŞARKISI
Cordoba, uzak ve yalnız Ah! Yol ne kadar uzun Ah! Cesur atım Ah! Ölüm bekliyor beni Cordoba'ya ulaşmadan Devamını oku |
LA HIJA DE JUAN SIMON
Cezam bitene kadar Çok yalnız yaşadım ve kayıp O, kederden öldü Nedeni benim Biliyorum, iyi olmaktan öldü Onu bir akşamüstü gömdüler Juan Simon’un kızını Ve Simon köydeydi Ve Simon köydeydi, Ah! Köydeki tek mezarcı Devamını oku |
MAMY BLUE
Bir yaz akşamı ayrıldım Tek kelime etmeden, sana sarılmadan Geçmişe bakmadan Sınırı geçtiğimde Rüzgar Dünden daha sert esiyordu anne Senin yanında olduğum zamandan Anne nerdesin, Anne nerdesin Devamını oku |
ÇEHOV'UN SEVDİĞİ ŞİİR
"A.M.Fedorov'un kitabını aldım. Şiirlerin hemen hepsi kötü, yavan, ya da bana öyle geliyor. Bununla birlikte, içlerinden biri bana büyük keyif verdi." Anton Çehov, Olga'ya mektup Çalıyor laterna, sokakta, penceremin altında Pencerem açık. Düşüyor gece. Dalgalanan tarlalar, sis giriyor odama... Devamını oku |
PIAZZOLA'NIN TANGOLARI
Belki de senin adın yalnızca Maria Belki de yalnızca eski bir şarkının yankısısın Bildiğim, bir gece, aşktan tükenmiş hüzünlü bir kır bahçesinde benim olduğun. Devamını oku |
RANDALL KNIFE
Küllerini denize götürdük Savurduk teknenin arkasından Dümen suyuna güller attık Öğrendiğimiz her şeyden Eve döndüğümüz zaman Ne istediğimi sordular Ne hukuk kitabı ne de saat Onun büyülendiği bir şeydi istediğim Devamını oku |
KİRAZ ZAMANI, LE TEMPS DES CERISES
Clément'in şiirinde yer alan "Kalbimde açık bir yara gibi taşıyacağım o zamanı", kayıp bir aşkı çağrıştırdığı gibi, yenilgiyle sonuçlanan Paris Komününün trajik sonunu da çağrıştırıyordu. Paris Komünü için savaşan Clément'in şarkıyı 28 Mayıs 1871'de “Fontaine au Roi sokağı hastabakıcısı kahraman yurttaş Louise’nin anısına” ithaf etmesiyle, Paris Komününün sembolü haline geldi. Devamını oku |
SCHUBERT'İN ÖZEL GÜNLÜĞÜ
Aşk ve acı arasındaki bu ikili duygu, (ambivalance) Schubert'in eserlerinde, stilinin karakteristiği olan, sürekli tekrarlanan majör/minör formunda sembolik olarak yerini bulacaktı. Schubert'in yaşadığı dönemde, herşey sanki iki ayrı müzik dünyası varmış gibi yaşanıyordu. Bir yanda, ilk bakışta parlak, gösterişli ve resmi müzik dünyası, diğer yanda, yeraltında ve çoğunlukla umutsuz bir dünya. Schubert ve arkadaşları, Schubertiade, işte bu ikinci dünyaya aitti. Devamını oku |
BİR KÜLTÜRÜN KÖKENLERİ VE GELİŞİMİ: FLAMENKO
Çingeneler ise, aynı dönemde kendilerine uygulanan ağır baskıların acısı içinde, yalnızca kendi dar aile çevrelerinde kullandıkları gizli ve mahrem bir müzik türü yaratıyorlardı. Kişisel ve derin duygular içeren, temel olarak Phrygian modunu kullanan, son derece karışık ritm kalıplarının yer aldığı, söylemesi çok zor bir müzik türü. Devamını oku |
AZİZ CHE GUEVERA LA HIGUERA'DA KUTSANIYOR
Doğu Bolivya sıradağlarında, toprağın insanları, Che'yi desteklemeyen bu köylüler yine sefalet ve umutsuzluk içinde yaşıyorlar. Ne yoksulluklarından ne de sömürüden kurtulmayı başarabildiler ama yoksulların ve doğum yapacak genç kadınların koruyucusu "Saint Ernesto" larına mum yakmaya ve yakarmaya devam ediyorlar.
Devamını oku
Doğu Bolivya sıradağlarında, toprağın insanları, Che'yi desteklemeyen bu köylüler yine sefalet ve umutsuzluk içinde yaşıyorlar. Ne yoksulluklarından ne de sömürüden kurtulmayı başarabildiler ama yoksulların ve doğum yapacak genç kadınların koruyucusu "Saint Ernesto" larına mum yakmaya ve yakarmaya devam ediyorlar.
Devamını oku
ROBERT FRANK, ROBERT FRANK'I ANLATIYOR
Kaliforniya'ya gidiyorum. Öğretmenlik yapıyorum. Haziran ve evleniyorum ve buzlu denize geri dönüyorum. Hayatta olmak güzel, değil mi? Film çekiyorum. Yaşayan, zar zor hayatta kalan insanlar, bir kulübede, bir adanın içinde. Kış geliyor. Deniz fenerinin bekçisi, adanın tepesinde, bana havalardan bahsediyor ve daha önce nasıl olduklarından... Annem çoğu zaman arkamda bıraktığım fotoğrafları saklamış. Ona işin en başındayken bile bana inandığı için şükran duyuyorum. Devamını oku BORIS VIAN'IN SİNEMA TUTKUSU
Yine de en güçlü, en deli olan aşk değil mi? Boris Vian, sinemanın onu aldattığını, yıprattığını biliyordu. Buna rağmen aşkına ihanet etmedi. Mezarlarınızın Üstüne Tüküreceğim'in olağanüstü senaryosu bunu gösteriyor. Nitekim Vian, onun için tutkusunu aşmanın tek yolu olan bir sinema salonunda kendisine ait olması gereken bir filmin önünde öldü. Yalnızca tesadüf mü? Belki de kader... Devamını oku |
LUIS BUNUEL'E GÖRE SİNEMA
İşte insanın derinliği, bilinçaltına gece akınları, perdenin üzerine böylece düşmeye başlar; imajlar rüyadaki gibi görünüp kaybolur, zaman ve mekan esnek hale gelir. Zaman sıralamaları ve sürelerin görece değerleri artık gerçekle aynı değildir. Eylemler birkaç hafta ya da birkaç yüzyılda tamamlanır. Hareketler gecikmeleri hızlandırır. Sinema, bana, köklerinin derinlemesine şiirin içinde olduğu bilinçaltının yaşamını ifade etmek için keşfedilmiş gibi geliyor. Ama bu amaçla hemen hemen hiç kullanılmadı. Devamını oku BİR SİNEASTIN PORTRESİ: TARKOVSKY
"İlkelerine bir kez olsun ihanet eden insan, hayat ile olan saf ilişkisini yitirir. Bir insanın kendine karşı hile yapması, onun, filminden, hayatından, her şeyinden vazgeçmesi demektir." Devamını oku |
EMIR KUSTURICA İLE RÖPORTAJ: FİLM NASIL ÇALINIR
Çingeneler Zamanı'ından üç yıl sonra, Emir Kusturica son filmi Arizona Dream ile sinemadaki yaratıcı gücünü bir kez daha kanıtlıyor. Kusturica, sinemanın ustalarından "çaldıklarını" saklamayacak kadar dürüst ama bunları kendine has stili içinde, taklitçiliğe düşmeden, eritmesini bilecek kadar da yaratıcı.
Devamını oku
Çingeneler Zamanı'ından üç yıl sonra, Emir Kusturica son filmi Arizona Dream ile sinemadaki yaratıcı gücünü bir kez daha kanıtlıyor. Kusturica, sinemanın ustalarından "çaldıklarını" saklamayacak kadar dürüst ama bunları kendine has stili içinde, taklitçiliğe düşmeden, eritmesini bilecek kadar da yaratıcı.
Devamını oku
HAYATIN SESSİZLİĞİ
Serra Yılmaz, Ayşenil Şamlıoğlu ve Güven Güner tarafından sahnelenen 'Hayatın Sessizliği' İtalya'nın en prestijli tiyatrosunda. Devamını oku |